Aşkın ilahi bir makam ve varlığının temeli.
"Allah'ın aşkıyla sarhoş olarak gelen, Allah'la beraber baki olur." Onun bütün özlemi aslında Baki olanda fani olmaktır ve bunun yolu da aşktır.
Mevlana döneminde yaşanmış bir "Tavus Sultan" hikayesi.Aşkın hikayesi.
Gecemin güneşine armağanım olsun.
"Tavus Sultan, Hindistan'da bir şeyhin talebesidir. 25–30 yaşlarında bir hanımefendidir. Bu hanımefendinin Şeyhi, Mevlana'yı çok sever ve ticari kervanlarla Konya'dan Hindistan'a gelen Mevlana'nın şiirlerini, ders esnasında zaman zaman okur. Tavus Sultan da o beyitleri Hindistan'a geldikçe alır, okur. Böylece, Hazreti Mevlana'ya hayranlığı, sevgisi dürüle dürüle yumak haline gelir. Son kez bir rubaisini daha okur ki, içini yakıp kavurur:
"Ne duruyorum, ne yürüyorum,
Üzengideki ayak gibi…
Ne susuyorum, ne konuşuyorum,
Kitaptaki yazı gibi…
Ne varım, ne yokum,
Gülsuyundaki koku gibi…"
Bu rubai Tavus Sultan'ı gönlünden yaralar. Şeyhi, bu durumun farkındadır ve ona:
"Haydi kızım, kalk Konya'ya git sen!" der.
Tavus Sultan çok zengindir. Konya'ya gelir ve Meram'da bir ev alır. Bir tanburu vardır, kendi kendine çalar durur; içten içe ah çeker, kendinden geçer.
Mevlana da 10–20 günde bir, talebeleriyle sabah namazına gider. Bir sabah, namazdan dönerken bir tanbur sesi duyar. "Şems'ten bir selam erişti. Bu ses, Şems'in selamı olmadan çıkmaz. Ben buna bir bakacağım." der ve Tavus Sultan'ın evinin kapısını açarak içeri girer. Talebeleri, içeride bir hanımefendinin olduğunu bilmektedir.
Mevlana içerde üç buçuk gün kalır. İçerdekinin bir kadın olması, çevrede dedikoduların yayılmasına neden olur.
Üç buçuk gün sonra, talebeleri, kapı açılıp Hazreti Mevlana görününce, hepsi saf olur. Mevlana:
"Sizden ummam da belki ileri geri konuşanlar vardır, açın bakın Tavus Sultan'a. " der. Kapıyı açarlar ki bir avuç kül!.. " Yandı!.." der. "Bu kadarmış tahammülü. Üç buçuk gün onun yanma operasyonuydu."
İlahi aşk maddeye yansırsa, onu yakar, kül eder. Ceyranın yakıcılığına inanıyoruz da, aşkın yakıcılığını kabullenemiyoruz; hiç yanmadık ki!..Aşk, cesetleri yakıp, gönlü diriltir; çünkü aşkın vatanı gönüldür.